İyi Ki Müslümanız, Hayata Selamla Başlamak ve Anlamla Yaşamak

Güne başlarken dilimizde selam, kalbimizde şükür vardır. Müslüman olmak, sadece bir inanç biçimi değil, aynı zamanda hayata anlamla bakmanın adıdır. Sabahın ilk ışığıyla uyanmak, bir nimete daha göz açmaktır. Bu uyanış sadece gözle değil, kalple olur. Kalp, Rabbine yönelir ve şöyle der: “Elhamdülillah, bugün de hayattayım.”

İyi ki Müslümanız. Çünkü biz hayatı yalnızca yaşamıyoruz; yaşadığımızı fark ederek, anlamla dokuyoruz. Sahip olduklarımızın kıymetini bilmek, bizde doğuştan gelen bir bilinçtir. Elimizdeki ekmeğe, içtiğimiz suya, soluduğumuz havaya, sevdiklerimize ve hatta imtihanlara bile “şükür” diyebiliyoruz. Çünkü biliyoruz ki her şey Allah’tandır ve her şeyin arkasında bir hikmet vardır.

Müslüman olmak, kainatla bağ kurmak demektir. Yağmura rahmet, rüzgara kudret, yıldızlara hikmet gözüyle bakmak demektir. Gökleri ve yeri boşuna yaratmadığını bilen bir kalp, her oluşta Allah’ı görür. Bu da insana bir sorumluluk yükler: Bu hayatı sıradan yaşamamak. Varlığa anlam katmak.

Hayatın asıl gayesi sadece kazanmak, sahip olmak, tüketmek değildir. İslam bize, en büyük kazancın Allah’ın rızası olduğunu öğretir. Her şeyin faniliği karşısında, kalıcı olanın sadece amellerimiz olduğunu anlarız. Bu nedenle Müslüman olmak, dünyada yaşarken ahireti unutmamak, sahip olduklarıyla övünmek değil, emanet bilincinde yaşamaktır.

Her gün yeni bir fırsattır. Yeni bir dua, yeni bir tövbe, yeni bir teşekkür… Müslümanlık, her sabah yeniden doğmak, her gece hesaba hazır olmaktır. Bu farkındalık hayatı derinleştirir. İlişkilerimizi, bakış açımızı, hatta kelimelerimizi bile değiştirir. Bir tebessüm sadaka olur, bir selam rahmete dönüşür.

Modern çağın dayattığı tüketim kültürü, ruhu boşaltırken; İslam ruhu doyurur. Kalabalıklar içinde kaybolmuş bir insan, secdede kendini bulur. Sosyal medyanın sahte mutlulukları arasında savrulan zihin, bir ayetin huzurunda sükûna erer. Çünkü biz biliyoruz ki mutluluk dışarıda değil, içeridedir. İçinde Allah olan bir kalp, her yerde cennetini taşır.

Müslüman olmak sadece ibadet etmek değildir. Adaleti savunmak, yetime sahip çıkmak, zulme karşı susmamak da ibadettir. En büyük cihat, nefsine karşı verilir. Zor zamanlarda sabır göstermek, bollukta şükretmek, kalp kırmamak, affedebilmek… İşte gerçek Müslümanlık burada başlar.

Bugün neye sahip olursak olalım; ister bir servetin, ister büyük imkanların sahibi olalım… Eğer kalbimizde iman yoksa, hayatın anlamı eksik kalır. Ama Allah’a gönül veren bir yoksul, dünyanın en huzurlu insanı olabilir.

Sonuç olarak; Müslüman olmak bir lütuftur, bir nimettir. Ve bu nimet, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk da getirir. Çünkü Müslüman olmak, hem kendini hem başkasını kurtarma çabasıdır. Hem dünyaya hem ahirete yatırım yapma bilincidir.

İyi ki Müslümanız. Çünkü biz sadece yaşıyor değiliz; yaşadığımızı biliyoruz. Ve biliyoruz ki Allah bizimledir. Bu bilinçle her sabah Bismillah diyerek, her gece Elhamdülillah diyerek yaşamak… İşte asıl saadet budur.

Saygılarımla

Taşkın Koçak

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir