Her Şeye ‘İslamî’ Etiketi Vurmak ile Dine Verilen Zarar

Günümüzde öyle bir zihinsel iklimin içindeyiz ki, her şeyin başına “İslamî” kelimesini koyarak o şeyi meşrulaştıracağımıza inanıyoruz. İslamî  finans, İslamî sermaye, İslamî moda, İslamî turizm, İslamî medya, İslamî sanat, İslamî siyaset… Liste uzadıkça uzuyor. Bu ifadeler ilk bakışta masum gibi görünse de, aslında İslam’ın bütüncül yapısına ve ilahi ölçülerine ciddi zarar veriyor.

İslam bir ek, bir takı, bir önek değil; bir ölçüdür. Kuralları, ilkeleri, ahlakı, fıkhı ve inşa ettiği hayat modeliyle başlı başına bir sistemdir. Dolayısıyla onu dünyadaki her türlü kategoriye bir önek gibi yapıştırmak, hem İslam’ın mesajını basitleştiriyor hem de istismara açık hale getiriyor.

Kavramsal Bozulmalar ve Alternatif Yaklaşımlar

Örneğin, “İslamî finans” ifadesi zamanla genel kabul görmüş ve alternatif bir finans sistemi olarak yerini almıştır. Ancak bu yapılar pratikte zaman zaman beklentileri karşılamayan, hatta İslam’ın temel ilkeleriyle çelişen uygulamalara da sahne olabilmektedir. Bu nedenle, hem kavramsal netlik hem de niyetin sadeliği açısından “katılım finans” ifadesi daha yerinde ve sağlıklı bir isimlendirmedir. .Katılım finans sistemi, doğru uygulandığında İslamın ekonomik adalet ilkesine uygun bir model ortaya çıkarabilir
İslamî sermaye, etiket değil, ahlaki bir omurgadır. Ancak “İslamî sermaye” adı altında etiketi kullanıp, adaleti, şeffaflığı, kul hakkı hassasiyetini ihmal eden bir çok yapılar, İslamın değerlerini ticarileştirerek yozlaştırmaktadır. Gerçek “İslamî sermaye,” helal kazancı, ahlaki ticareti ve toplumsal faydayı esas alır.
İslamî girişimcilik ise günümüzde kâr maksimizasyonu ve şöhret odaklı bir anlayışa evrilmiş durumdadır. Oysa “dürüst girişimcilik” ya da “adaletli ticaret” gibi terimler, sadece kazancı değil, kazancın yolunu ve sonucunu da sorgulayan bir perspektif olur.

İslamî giyim, İslami moda denilen olgu ise büyük ölçüde tüketime, gösterişe ve marka tutkusuna hizmet etmektedir. Oysa İslam’ın giyime bakışı; tevazu, örtünme ve dikkat çekmeme merkezlidir. Bu alanda örnek olarak, “mahremiyete uygun giyim” ya da “tevazu temelli kıyafet anlayışı” gibi daha özlü tanımlar kullanımalıdır.

İslamî turizm adı altında pazarlanan sistemler genellikle lüks, konfor ve sınırsız hizmet üzerinden şekillenmektedir. Bunun yerine “alternatif turizm” ya da “aile dostu hizmet” kavramları kullanılmalı; amacın tatil değil, ahlaki çerçevede dinlenme ve farkındalık olması gerektiği unutulmamalıdır.

İslamî müzik olarak tanıtılan birçok içerik, aslında Batı müziği formunda; sadece sözleri değiştirilmiş şarkılardan ibarettir. Oysa “tasavvuf musikisi” ya da “ruh terbiyesi odaklı ezgiler” gibi hem geleneğe hem maneviyata uygun tanımlar tercih edilmelidir.

Medya alanında da benzer bir sorun göze çarpmaktadır. “İslamî yayın” adı altında reyting ve popülerlik kaygısıyla ahlaki içeriği zayıf programlar sunulmaktadır. Bunun yerine “edep temelli medya” ya da “ahlak merkezli yayıncılık” kavramları, daha sahih ve sorumluluk bilinciyle örtüşen kavramlardır.

Eğitim ve öğretim alanında kullanılan “İslamî eğitim” ifadesi de çoğu zaman yüzeysel kalmaktadır. Kur’an bilgisi ya da dua ezberiyle sınırlı bir yapı, İslamî eğitimi temsil etmez. Asıl ihtiyaç duyulan şey, “manevî değerler temelli eğitim” veya “irfan okulları” gibi derinlikli modellerdir.

Psikoloji alanında “İslamî psikoloji” adıyla yapılan çalışmaların çoğu, Batı’dan ithal edilmiş yöntemlerin üstüne dua veya ayet eklenmesiyle sınırlıdır. Oysa İslam’ın nefs terbiyesi, sabır, tevekkül, tefekkür gibi güçlü kavramları vardır. “Nefs terbiyesi” ve “ihsan temelli manevî terapi” gibi kavramlar, bu alanı gerçek anlamda temsil edebilir.

Siyaset alanında ise “İslamî siyaset” söylemi, çoğu zaman dini menfaatler için araçsallaştıran yapıların kendilerini meşrulaştırma aracına dönüşmektedir. Oysa siyaset, ahlaka dayanmadıkça zulme kapı aralar. Bu nedenle “ahlak temelli yönetişim” ve “adalet esaslı liderlik” gibi kavramlar, İslam’ın siyasal ahlakına daha uygun düşmektedir.

Zihinsel Kirlenme ve İslamî Etiket ile Dünyevî Sistem

En tehlikeli bozulma, zihinde başlar. “İslamî” olanın mutlaka iyi olduğunu düşünen zihin, sorgulamayı bırakır. Bu da istismarı doğurur. Çünkü insanlar artık etikete bakıyor, içeriği araştırmıyor. İslamî market diye bir yerden alışveriş yapıyor ama oradaki işçi köle gibi çalıştırılıyor. İslamî medya diye bir kanal izliyor ama reyting uğruna iftira, hakaret ve magazin dökülüyor.

Zihniyet kirlenirse; “İslamî” olan da sistemin parçası olur. Biz bugün İslam’ı hayatın merkezine koyamadığımız için, hayatı İslamlaştırmak yerine İslam’ı hayata uydurmaya çalışıyoruz.

Etiket Değil, İçerik Önemlidir

İslamî kavramlar, sıklıkla söylemde yer bulurken, içerik olarak yüzeysel kalmakta ve İslam’ın ahlaki derinliği yitirilmektedir. Bu nedenle mesele, özü yansıtmayan isimleri terk ederek, gerçek değerleri yeniden adlandırmak ve inşa etmektir.

Zihinsel Sapma: İslam’ı Hayata Uydurmak

Modern hayatın seküler kurallarına uymaya çalışılan İslam anlayışı, dini hayattan soyutlamaktadır. Halbuki İslam hayata anlam ve istikamet verir. Biz hayatı İslam’a uydurmalıyız, İslam’ı hayata değil.

Bu zihinsel ve kavramsal dağınıklığı düzeltmek için artık sadece kavramlara değil, zihniyete müdahale etmek gerekiyor.

Çözüm Önerileri

  1. “İslamî” sıfatıyla pazarlanan kavramlar yeniden gözden geçirilmeli, kavram kirliliği giderilmelidir.
  2. Tüm sistem ve alanlar, İslamın özüne ve ahlaki ilkelerine uygun şekilde yeniden inşa edilmelidir.
  3. Genç kuşaklara dinin etiketle değil, ihlasla yaşanan bir sistem olduğu anlatılmalıdır.
  4. Medya, finans, eğitim ve kültür gibi alanlarda öncülük edecek yeni şuurlu modeller geliştirilmelidir.
  5. İslamî etiket yerine prensip odaklı tanımlar üretmek gerek: adaletli, helal, tevazu temelli, ihsan eksenli…

Son Söz

İslam, bir reklam sloganı değil; bir hayat sistemidir. Etiketlerle büyütülemez, ambalajlarla savunulmaz. Her şeyin başına İslam yazarak bu dini yüceltemeyiz. Asıl mesele, yaşandığında İslam olan bir hayat inşa etmektir.

Bizler, İslam’ı harcamamak için kelimeleri de özenle seçmeli, etiketleri ölçüyle değiştirmeliyiz.

İslam pazarlanmaz. Yaşanır.

Muhabbetle
Taşkın Koçak

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir