Üretken Yapay Zekâ Çağında Üniversiteler İçin Politika Önerileri

Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerde konferanslar verdiğimde, hocalarımızın bana en çok yönelttiği sorular artık ortak bir noktada buluşuyor: “Hocam, öğrenciler ödevlerini, projelerini, makalelerini neredeyse tamamen üretken yapay zekâ araçlarıyla hazırlıyorlar. Bu durumda biz ne yapmalıyız? Üniversitede öğretimin gerçekten bir anlamı kaldı mı? Öğrenciye ne katabilir, nasıl ölçüp değerlendirebiliriz?” Bugün, bu temel soruların gölgesinde üniversitenin misyonunu ve eğitim süreçlerimizi kökten yeniden düşünme zorunluluğu ile karşı karşıyayız.

Artık bilgiye ulaşmak bir meziyet olmaktan çıktı. Bilgi, herkesin cebinde, birkaç tık ötesinde. Ama asıl mesele, o bilgiyle ne yapıldığı, nasıl anlamlandırıldığı, nasıl değer üretildiği. Eskiden ödev hazırlamak; kaynak taramak, sentez yapmak, özgün bir bakış ortaya koymak anlamına gelirdi. Bugünse birçok öğrenci, birkaç saniyede üretken yapay zekâdan nitelikli bir metin alabiliyor. Hocalarımız ise bu yeni dönemde, eski araç ve yöntemlerle gençleri yönlendirmenin imkânsızlığını her gün daha yakından tecrübe ediyor.

Şunu açıkça söylemeliyim: Üniversitelerimiz klasik ödev, sınav ve notlandırma pratikleriyle yol alamaz. Öğrencinin kendi düşünce yolculuğunu, analiz ve muhakeme gücünü, etik tutumunu ortaya çıkaracak yeni politika ve uygulamalara acilen ihtiyacımız var. Üretken yapay zekâya karşı panik yapmak yerine, onu doğru kullanan, etikle ve değerlerle harmanlayan yeni nesil bir eğitim modeli geliştirmek zorundayız.

Yapay Zekâ Okuryazarlığı Eğitimi

Birinci adım, yapay zekâ okuryazarlığını üniversite kültürünün temeline yerleştirmektir. Her öğrenci ve akademisyen, üretken yapay zekânın nasıl çalıştığını, hangi alanlarda avantajlı ya da riskli olduğunu öğrenmeli. Sadece teknoloji kullanımına indirgenmiş bir eğitim değil; etik boyutu, telif hakları, özgünlük ve akademik dürüstlük gibi temel kavramlar da ders, seminer ve atölyelerle işlenmeli. Çünkü YZ sadece bir araçtır, onu anlamlı ve sorumlu kullanan ise insanın kendisidir.

Akademik Dürüstlük ve YZ Kullanım Kılavuzu

Her üniversite, “Akademik Dürüstlük ve Üretken Yapay Zekâ Kullanımı” başlıklı bir kılavuz yayımlamalı. Burada hangi derslerde, hangi ölçüde YZ kullanımının serbest, kısıtlı veya tamamen yasak olacağı çok net şekilde tanımlanmalı. “Her şeyi YZ ile yapabilirim” algısının önüne ancak bu tür kurumsal, şeffaf ve güncel politikalarla geçilebilir. Ayrıca bu kılavuz, teknolojideki gelişmelere paralel olarak periyodik olarak güncellenmeli.

Sınav ve Değerlendirme Sisteminin Yeniden Tasarımı

Klasik ödev ve testler artık öğrencinin ne bildiğini göstermiyor. Yüz yüze, açık uçlu ve sözlü sınavlar, proje tabanlı değerlendirmeler, grup çalışmaları ve tartışma oturumları öne çıkarılmalı. Bazı derslerde “YZ kullanımı kesinlikle yasaktır” ibaresi ders yönergelerine eklenmeli. Öğrencinin, kendi aklı ve analiz gücüyle ürettiği işler ön plana alınmalı. Bu yeni dönemde esas olan; özgünlük, eleştirel düşünme ve üretici problem çözme kabiliyetidir.

YZ Destekli Akademik Üretimin Denetimi

Üretken yapay zekânın kullanıldığı ödev, tez ve makalelerde beyan ve denetim zorunlu olmalı. Öğrencinin hangi aşamada, ne şekilde YZ’den yararlandığını açıkça belirtmesi şart olmalı. Turnitin, GPTZero gibi yazılımlar sistemli olarak kullanılmalı. YZ katkısı beyan edilmeyen çalışmalar doğrudan etik ihlal ve intihal kapsamında değerlendirilip gerekli yaptırımlar uygulanmalı.

Akademik Danışmanlık ve Rehberlik

Artık hocalık, sadece bilgi aktarmak değil, öğrencinin yol arkadaşı ve rehberi olmak anlamına geliyor. Bire bir danışmanlık görüşmeleriyle, öğrencinin fikir üretim süreci, motivasyonu ve etik yaklaşımı değerlendirilmelidir. Kimi zaman “ödev”in, “tez”in çok ötesinde, insan yetiştiren bir temas gerekir.

Etik ve Hukuki Farkındalık Programları

Her fakültede YZ’nin etik, telif ve hukuki boyutlarına dair periyodik seminerler ve bilgilendirme programları düzenlenmeli. Etik ihlallerin sonuçları net şekilde anlatılmalı, bu kültür topluluğun her kademesine yayılmalı.

YZ ile Destekli Eğitim ve Araştırma Altyapısı

Kütüphaneler ve laboratuvarlarda, öğrencilerin kontrollü şekilde erişebileceği YZ araçları sunulmalı. YZ okuryazarlığı ve disiplinler arası atölyeler ile, öğrencilerin teknolojiyle inovatif projeler üretmesi teşvik edilmeli.

İş Dünyası ve Toplumla YZ Köprüsü

Üniversite, üretken YZ alanında sektörle işbirliği, ortak projeler ve staj imkânları yaratmalı. Topluma yönelik YZ farkındalığı çalışmaları ve yaşam boyu öğrenme programlarıyla üniversitenin etki alanı genişletilmeli.

Dijital Arşiv ve Kaynak Yönetimi

Her akademik çalışma için “YZ katkısı beyanı” zorunlu olmalı. Tüm YZ destekli içerikler arşivlenmeli, kaynak gösterimi standart hale getirilmeli. Şeffaflık ve izlenebilirlik ön planda olmalı.

Politika İzleme ve Değerlendirme Komisyonu

Her üniversitede “Yapay Zekâ Politikaları İzleme ve Geliştirme Komisyonu” kurulmalı. Politikaların etkin uygulanışı, yeni gelişmelere adaptasyon ve etik denetim düzenli takip edilmeli.

Sonuç

Sonuç olarak, üretken yapay zekâ çağında üniversitelerimizin temel misyonu değişiyor: Ezberci değil, sorgulayan ve etikle yoğrulmuş bir nesil yetiştirmek zorundayız. Geleneksel yöntemlerin yetmediği bu yeni dönemde; üniversiteler, değişimi öngören, şeffaf ve kapsayıcı politikalarla öncü olmalı. Üniversite, teknolojiyi insanın ve toplumun hizmetine alan, anlam ve değer üreten bir merkez olarak yoluna devam etmeli. Cesaret, ortak akıl ve vizyonla, bu dönüşümü hep birlikte başaracağımıza inanıyorum.

Saygılarımla

Taşkın Koçak

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir