Donald Trump’ın 2025’te uyguladığı yüzde 25’lik gümrük tarifeleri, küresel ekonomi üzerinde keskin bir dalgalanma sebep oldu. Özellikle teknoloji sektörünü hedef alan bu hamle, üretimden perakendeye kadar tüm aşamalarda ciddi maliyet artışlarına yol açarak dünya çapında belirsizliği artırdı. Çin’e dayalı tedarik zincirleri, aniden yükselen vergiler nedeniyle ağır bir yükle karşılaştı. Tüketici fiyatlarının hızla yükselmesi, enflasyon endişelerini körüklerken ABD ve diğer büyük ekonomilerde istikrarsızlık yarattı.
Apple, söz konusu tarifelerin etkisini en derinden hisseden şirketlerden biri oldu. Çin’de ürettiği iPhone 16 Pro’nun maliyetleri 550 dolardan 820 dolara sıçradı. Bazı analizler, cihazın nihai fiyatının 2.000 doları aşabileceğini ve talepte keskin bir düşüşe yol açacağını öngörüyor. Artan üretim giderleri, Apple’ın piyasa değerinden kısa sürede 311 milyar dolar silinmesine neden oldu. Şirket, yatırımcı güvenini tazelemek ve uzun vadeli stratejisini korumak adına farklı üretim üsleri arayışına girmek zorunda kaldı.
Nvidia ve AMD gibi yarı iletken devleri de zorlu bir sınavla karşı karşıya. Tayvan’da üretilen çiplerin ithalat maliyetleri arttıkça, bu firmaların kâr marjları daralıyor. Hisse değerlerinde gözlemlenen düşüş, yapay zekâ gibi hızlı büyüyen segmentlerdeki yatırım kabiliyetini zayıflatma riskini beraberinde getiriyor. Rekabetin yoğun olduğu bu alanda yaşanacak yavaşlama, küresel teknoloji liderliğinde ABD’nin konumunu tehdit edebilir. Trump, özellikle Tayvan konusda en büyük hatayı düşütü bunun sonuçları ABD için büyü sorun teşkil edecek.
Amazon ise geniş ürün yelpazesinde Çinli satıcılara duyduğu bağımlılık yüzünden tarifelerden olumsuz etkilendi. Artan operasyonel giderler ve yükselen ithalat maliyetleri, platformdaki fiyatları yukarı çekti. Çin merkezli satıcıların rekabet avantajı azalınca, Amazon’un pazar çeşitliliği de daralma riskiyle karşılaştı. Bu gelişmeler, şirket hisselerinde değer kaybına yol açarak Amazon’un küresel büyüme planlarını belirsizliğe sürükledi.
Dell ve HP gibi bilgisayar üreticileri, bileşen tedariki konusunda Çin’e olan bağımlılıkları nedeniyle ciddi bir maliyet baskısı altında kaldı. Yeni vergilerin kâr marjlarını erittiği bu dönemde, her iki şirketin de hisseleri önemli oranda geriledi. Teknoloji sektöründe yayılan panik havası, yatırımcıların risk iştahını düşürerek belirsizliği derinleştirdi.
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, tarifelerin enflasyonist etkilerine dikkat çekti. Tüketici fiyatlarının yükselmesi ve talebin daralması, ekonomik büyümeyi yavaşlatabilecek bir kısır döngüye işaret ediyor. NASDAQ üzerinde büyük ağırlığı bulunan dev teknoloji hisseleri, “Muhteşem Yedili”nin tek günde 1 trilyon doları bulan piyasa değeri kaybına sahne oldu. Bu ölçekte bir şok, küresel finans piyasalarında dalgalanmaları daha da şiddetlendirdi.
Şirketler, tedarik zincirlerindeki sarsıntıyı aşabilmek için Çin dışına üretim kaydırma yolunu araştırıyor. Vietnam, Hindistan ve ABD gibi seçenekler gündeme gelse de yüksek yatırım maliyetleri ve lojistik zorluklar, hızlı bir dönüşümü engelliyor. Ayrıca yeni üretim merkezlerinde nitelikli iş gücü ve kalite kontrol süreçlerinin yönetilmesi zaman alıyor. Bu gecikmeler, şirketlerin yenilikçi projelerini aksatarak teknolojik rekabeti yavaşlatma riski taşıyor.
Morgan Stanley analisti Erik Woodring, özellikle Dell ve HP gibi üreticilerin neredeyse tüm net kârlarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını belirtti. Bu uyarı, sektör genelinde paniğe neden olduğu gibi yarı iletken sağlayıcılarından küresel lojistik firmalarına kadar uzanan tedarik ekosisteminde de yüksek alarıma neden oldu. Giderek büyüyen maliyet engeli, daha küçük üreticilerin piyasadan silinmesi ihtimalini doğururken, büyük şirketlerin de agresif stratejik adımlar atmasına neden oluyor. Ar-Ge bütçelerini kısma ya da üretimi otomasyona bağlama gibi yaklaşımlar, inovasyon hızını düşürse de kısa vadede şirketlerin hayatta kalmak için tercih ettiği araçlar haline gelmiş durumda.
Diğer taraftan, tüketici talebinde yaşanan dalgalanmalar ekonominin çarklarını zorlamaya devam ediyor. Akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve veri merkezi ekipmanları gibi yüksek talep gören ürünlerdeki fiyat artışları, birçok kesimi yeni alım kararlarından vazgeçiriyor. Bu durum, üreticilerin stok yönetiminden satış projeksiyonlarına kadar birçok planlamayı yeniden gözden geçirmesine yol açıyor. Uzmanlar, bu belirsizlik ortamının sürmesi halinde küresel çapta bir teknoloji resesyonunun bile tetiklenebileceğini dile getiriyor.
Sonuç olarak, Trump yönetiminin yüzde 25’lik gümrük tarifeleri, küresel teknoloji sektöründe köklü bir dönüşüme neden oldu. Artan üretim maliyetleri, yükselen tüketici fiyatları ve zayıflayan yatırım iştahı, şirketleri zor bir döneme sürüklerken küresel ekonomideki kırılganlığı da gözler önüne serdi. Apple, Nvidia, AMD ve Amazon gibi devlerin piyasa değerlerinde görülen sert gerilemeler, belirsizliği artırıyor. Powell’ın enflasyon uyarıları ve tedarik zincirlerinde yaşanan kopukluklar, teknoloji şirketlerini daha esnek ve dirençli modeller aramaya itiyor. Ancak bu değişimin kısa vadede tamamlanması pek mümkün görünmüyor. Tarifelerin açtığı yara, hızlı çözüm umutlarını gölgede bırakırken, büyük oyuncuların uzun vadeli stratejilerini tamamen yeniden kurgulamalarını zorunlu kılıyor. Kısa vadede, sektörün çalkantısı muhtemelen durmayacak gibi görünüyor.
Saygılarımla
Taşkın Koçak
07.04.2025
Bottom of Form