Kamera Arkasında Kimse Kalmadı: Yapay Zekâ, Reklam Setlerini ve Emekçilerini Sessizce Siliyor

Bir zamanlar dev reklam ajanslarının göz alıcı dünyasında perde arkasında hummalı bir çalışma sürerdi. Işıkçılar, kameramanlar, makyaj sanatçıları, figüranlar, ses teknisyenleri, yönetmen yardımcıları… Her biri bir sahnenin mükemmel görünmesi için ter döker, her detay defalarca prova edilirdi. Bir reklam filmi için yüzlerce insan geceli gündüzlü çalışır, onlarca cihaz ve ekipman sürekli taşınır, kurulur, sökülür ve tekrar tekrar denenirdi. Farklı mekanlar, özel efektler, sıra dışı sahneler hayata geçirilmek için haftalar, hatta aylar boyunca emek verilirdi. Tüm bu zahmetli süreç, bir reklamın ekrana gelmesinden çok önce başlardı ve geride görünmez bir emek ordusu bırakırdı.

Bugün ise, dijital çağın acımasız dönüşümü, bu devasa insan zincirini tarihe gömüyor. Sektörün kalbinde yapay zekâ tabanlı video ve görüntü üretim teknolojileri yükseliyor. OpenAI’ın Sora’sı, Google’ın Veo’su, Runway’in Gen-3’ü, Stability AI’ın Stable Video Diffusion’ı ve Pika gibi yeni nesil yapay zekâ modelleri, bir zamanlar yüzlerce kişinin günlerce, haftalarca uğraşarak yaratabileceği sahneleri, artık birkaç dakikada ve tek bir bilgisayar ekranında, hem de gerçekliğin sınırlarını zorlayan efektlerle üretebiliyor.

Sahne Sanatı Kodun İçine Sıkışıyor

Artık bir reklam ajansının ihtiyacı olan “oyuncu kadrosu” fiziksel bir insan topluluğu değil, yapay zekânın veri tabanında var olan sanal yüzler ve dijital karakterler. Işık oyunları, kamera açıları, hava koşulları, coğrafyalar ve özel efektler… Tüm bu detaylar yazılıma tanımlanıyor, YZ motorları tarafından eksiksiz şekilde üretiliyor (Levy, 2023).
Dünya çapındaki üretken YZ modelleri, “prompt” komutuyla; örneğin, “yağmurlu bir Paris sokağında kırmızı elbiseli bir kadın, 1960’lar dekorunda bir kafe önünde yürüyor” talimatını saniyeler içinde filme dönüştürüyor. Üstelik klasik CGI veya render süreçlerine kıyasla, hem daha ucuz, hem çok daha gerçekçi ve etkileyici.

Maliyet, Zaman ve İnsan Kaynağında Büyük Tasfiye

Dijital dönüşümün en büyük etkisi, prodüksiyon sürecinin süre ve maliyet açısından neredeyse sıfırlanması. PwC’nin 2024 raporuna göre, reklam prodüksiyonunda çalışan teknik personel sayısı son iki yılda %30’a yakın azaldı. McKinsey’in güncel analizleri, orta-ölçekli ajanslarda video içerik üretiminin %50’den fazlasının artık YZ destekli sistemlerle hibrit ya da tamamen otonom şekilde yürütüldüğünü gösteriyor. Bir reklam için önceden gereken yüzlerce figüran, dekor ustası, ışıkçı, makyajcı ve asistanın yerini, kod yazabilen küçük bir ekip aldı (McKinsey, 2024).

Yapay zekâ sayesinde reklam filmlerinde daha önce erişilemez olan efektler ve sahneler, “bütçemiz yetmez” klişesini de ortadan kaldırdı. Dev setler, pahalı stüdyolar ve yurtdışı çekim izinleri yerine, tamamen hayal gücüne ve algoritmalara dayalı yeni bir çağ başladı.

Sektörde Sessiz Bir Yok Oluş

Setin arkasında, ışıkların, kameraların, makinelerin, insanların uğultusu yerine artık bilgisayarların sessizliği var. Eski tip set çalışanları ve teknik emekçiler, mesleklerinin bu yeni düzende eridiğini izliyor. Sadece teknik ekipler değil; oyuncular, yardımcı sanatçılar, hatta mekan sahipleri bile bu dönüşümden etkileniyor.
Önümüzdeki beş yıl içinde reklam prodüksiyonunda insan emeğinin daha da azalması bekleniyor. Yeni dönemde ayakta kalacak olanlar ise, yapay zekâ ile birlikte çalışmayı bilen ve “dijital prodüksiyon”un dilini öğrenenler olacak (Cowan, 2023).

Reklamda YZ’nin Önlenemez Yükselişi

Bugünün gerçekliğinde, reklam filmi çekmek için set kurmaya, onlarca insanı bir araya getirmeye gerek yok. Hayal edilen her şey, algoritmanın içine sıkıştırılabiliyor. Reklam ajanslarının görünmeyen kahramanları ise, tarihe sessizce karışıyor.
Geleneksel prodüksiyonun o büyülü dünyasında, artık sadece algoritmaların sesi duyuluyor. Reklamcılık, insan emeğinin ötesine geçti; yeni çağ, sahneyi kodlarla aydınlatıyor.

Saygılarımla

Taşkın Koçak

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir