Dijital devrim dalgası dünyanın dört bir yanında ülkelerin geleceğini yeniden şekillendiriyor. Fakat bazı ülkeler var ki, bu dalganın gerisinde kalmak bir yana, bizzat yönünü ve geleceğini tayin ediyor. İşte Birleşik Arap Emirlikleri tam da bu vizyoner devletlerden biri. Birleşik Arap Emirlikleri, eğitimden kamu yönetimine, ekonomiden toplumsal yaşama kadar yapay zekâyı (YZ) sadece bir teknoloji değil, yeni bir medeniyet hamlesi olarak ele alıyor. Son hamleleriyle de tüm dünyaya “Gelecek burada başlıyor!” dedirttiler.
Yapay Zekâ Eğitimi Anaokulundan Lise Sona Kadar Zorunlu
BAE, 2025-2026 eğitim-öğretim yılından itibaren tüm devlet okullarında yapay zekâ eğitimini zorunlu hale getiriyor. Dört yaşından başlayarak lise son sınıfa kadar tüm öğrenciler, YZ’yi bir “gelecek teknolojisi” olarak değil, hayatın olağan bir parçası olarak öğrenmeye başlayacak. Sadece kodlama ya da algoritma değil, yapay zekânın etik boyutu, dijital vatandaşlık, veri güvenliği ve algoritmik önyargı gibi kavramlar da müfredatın temel taşları olacak. Anaokulundan itibaren çocuklar, oyun tabanlı uygulamalarla makinelerin düşünme biçimini, insan ve makine arasındaki temel farkları içselleştirecek.
Ortaokulda öğrenciler, yapay zekâ sistemlerinin temel prensiplerini, algoritmaların çalışma mantığını ve etik sorunları tartışacaklar. Lise düzeyinde ise işin mutfağına inilecek: Komut mühendisliği (prompt engineering), gerçek dünyadan örnekler, yapay zekâ destekli projeler ve girişimcilik ruhu… Artık gençler üniversiteye veya iş hayatına sadece hazır değil, öncü olarak yetişecek.
Her sınıf düzeyine uygun olarak hazırlanan ders materyalleri, öğretmen kılavuzları ve uygulama rehberleriyle bu eğitim, soyut kavramların ötesine geçiyor; pratiğe, yaşama ve inovasyona dönüşüyor. Buradaki vizyon; “Bir gün yapay zekâ hayatımıza girecek” değil, “Hayatın bizzat kendisi zaten yapay zekâ ile akacak!” demek.
OpenAI ile Stratejik Ortaklık ve ChatGPT Plus Tüm Ülkede
Eğitimdeki bu atılımı sadece sınıf ortamında bırakmayan BAE, OpenAI ile yaptığı tarihi anlaşmayla ChatGPT Plus’a ülke çapında erişim dönemini başlatıyor. Abu Dabi’de kurulacak devasa yapay zekâ veri merkezi Stargate UAE, sadece bölgenin değil, dünyanın sayılı yapay zekâ üslerinden biri olacak. Bu merkez, hem eğitimde hem de sağlık, kamu hizmetleri, girişimcilik, inovasyon gibi stratejik alanlarda yapay zekâ çözümlerini topluma yaygınlaştıracak.
OpenAI CEO’su Sam Altman’ın tabiriyle, BAE, “dijital çağın küresel regülasyon ve inovasyon laboratuvarı” olma yolunda. ChatGPT Plus’ın tüm ülkeye açılması, bireysel ücretsiz üyelikten ziyade, devlet destekli toplumsal erişim altyapısı olarak planlanıyor. Yani, vatandaşlar artık dijital asistan, üretken yapay zekâ ve otomasyon gibi olanaklara tıpkı bir kamu hizmeti gibi ulaşabilecek.
Sadece Eğitim Değil: Dev Yatırımlar, Küresel Liderlik
BAE’nin bu adımı, plansız programsız bir teknoloji transferi değil, doğrudan dijital egemenliğe açılan bir yol haritası. Devlet, veri merkezlerinden yazılım ekosistemine, startup fonlarından küresel teknoloji yatırımlarına kadar 100 milyar doları aşabilecek bir yapay zekâ yatırım fonu planını da devreye alıyor.
Amaç açık: 2030’a kadar “dijital lider ülke” statüsüne ulaşmak, hem bölgesel hem de küresel ölçekte yapay zekâ alanında referans noktası olmak. Yani, teknoloji tüketen değil, yöneten ve ihraç eden bir ülke profili…
Türkiye İçin Bir Model ve Geç Kalmamalıyız!
Ortadaki tablo çok net: Türkiye, yapay zekâ eğitiminde hâlâ yolun başında. Üniversitelerimizde, liselerimizde ve hatta ilkokullarımızda yapay zekâ dersleri ya seçmeli ya da pilot uygulamalarla sınırlı. Oysa Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), tüm ilkokullarda yapay zekâyı zorunlu hale getirerek çağın kodlarına erken yaşta hâkim olma yolunda devrim niteliğinde bir adım attı.
Burada mesele, sadece bir teknolojiyi öğretmek değil, yeni nesilleri dijital çağın gerektirdiği düşünme biçimleriyle yetiştirmek. Toplumu bütünüyle geleceğe hazırlamak… BAE’nin attığı bu adım, komşu ülkeler de dâhil olmak üzere tüm bölgeye örnek olacak nitelikte. Türkiye ise hâlâ “dünyanın gerisinde kalmayalım” kaygısıyla hareket ederken, gerçek anlamda dönüşüm için radikal adımlar atmak zorunda.
Yapay zekâda küresel rekabette geride kalmamak için Türkiye’nin eğitim sistemini kökten dönüştürmesi gerekiyor. Artık pilot projelerle, sınırlı müfredat değişiklikleriyle zaman kaybetmenin lüksü yok. Tüm devlet okullarında yapay zekâ eğitimi zorunlu olmalı; bu, ancak merkezi ve kararlı bir devlet politikasıyla mümkün.
Aynı şekilde, yapay zekâ ve dijital eğitim araçlarına erişim tüm toplum için yaygınlaştırılmalı. Sadece belli bir elitin değil, her öğrencinin, her öğretmenin ve her ailenin bu dönüşümün bir parçası olması sağlanmalı. Gerekirse uluslararası işbirlikleri artırılmalı, özel sektör ve teknoloji şirketleriyle ortaklıklar kurulmalı.
Sonuç net: BAE gibi ülkeler, geleceğin dünyasını bugünden tasarlarken, Türkiye’nin bu gelişmeleri yakından takip edip, çok daha cesur ve kapsamlı adımlar atması şart. Sadece teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yön veren, geleceği kodlayan bir ülke olmak için fırsat elimizden kayıp gitmeden harekete geçmeliyiz.
Sonuç
Birleşik Arap Emirlikleri’nin yapay zekâ hamlesi, sadece eğitimde değil, genel yapay zeka dönüşümde de bir paradigma değişikliğine işaret ediyor. Türkiye’nin, bu gelişmeleri yakından takip etmesi ve kendi stratejilerini buna göre şekillendirmesi, ulusal kalkınma ve küresel rekabet gücü açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye, BAE’nin örneğinden hareketle, yapay zekâ alanındaki yatırımlarını artırmalı ve bu teknolojiyi toplumun her kesimine yaygınlaştırarak, dijital dönüşümde lider ülkeler arasında yer almalıdır.
Saygılarımla
Taşkın Koçak