Allah’ın Hesabı, İnsanların Terazisi: Talut’un Kıssasında İlahi Seçimin Sırrı

Dünya dediğimiz sahne, insanoğlunun aklıyla, gözüyle, mantığıyla “en doğru”yu aradığı ama çoğunlukla yanıldığı bir imtihan meydanıdır. Biz insanlar “kıyas” ederiz, “ölçer biçer”iz, “hakkında konuşur”uz. Fakat Allah’ın kıstasları, bizim gündelik mantığımızı, geleneksel ölçülerimizi çoğu zaman kökten sarsar. İşte, Kur’an’da anlatılan Talut’un hikâyesi, bu ezberleri bozan örneklerin başında gelir.

Seçimde Beşerî Tercih ve İlahi Tayin: Kim, Kimi ve Neden?

Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 246-251. ayetlerde anlatılan Talut kıssası, bir milletin, kendine lider arayışındaki zaaflarını ve Allah’ın bu arayışa nasıl ilahi bir cevap verdiğini ortaya koyar. İsrailoğulları, zalim Calut’un baskısı altında ezilmiş, özgürlüğünü kaybetmiş, perişan bir topluluğa dönüşmüşlerdi. Çareyi peygamberlerine gidip “Bize bir kral, bir lider tayin et de Allah yolunda savaşalım!” diyerek aradılar.

Burada ilk sapma başlar. Onlar, lideri kendi ölçülerine göre seçmek isterler: “Asaletli, zengin, güçlü, toplumda sözü geçen biri olsun!” Halbuki Allah, “çoban” Talut’u seçer. Onların gözünde Talut, sıradan, soylu olmayan, serveti az bir adamdır. İtiraz yükselir: “Biz daha layıkken, neden o?” Peygamberleri şöyle cevap verir: “Allah onu sizin üzerinize seçmiştir. Ona ilim ve vücutça (bedence) üstünlük vermiştir.” (Bakara 247)

İşte burada “Allah’ın seçimi” ile “insanların seçimi” arasındaki fark, çarpıcı biçimde ortaya çıkar.

Günümüzde de toplumlar lider seçerken çoğu zaman dış görünüş, eğitim aldığı okullar, maddi güç, medyadaki imaj, sosyal çevre ve akademik unvanlar gibi ölçütleri öne çıkarıyor. Özellikle kişinin mezun olduğu üniversite, sahip olduğu akademik unvanlar, ait olduğu entelektüel ve sosyal çevre, toplumun gözünde büyük bir artı olarak değerlendiriliyor. Elbette bu tür vasıfların liderlikte bir karşılığı ve katkısı vardır, ancak sadece bunlara bakıp işi abartmak ve özdeki insanı, karakteri, ahlâkı göz ardı etmek büyük bir yanlışa yol açar. Oysa ilahi kıstaslar, görünmeyen değerlerde ve içsel kalitede gizlidir; çoğu zaman asıl liderlik potansiyelini gözden kaçırıyoruz.

İlahi Tercihin Ardındaki Sır: Talut’un Sırrı

Talut’un seçilme sebebi, ne zenginlik, ne şan, ne soyluluktu. Allah, onun “ilim” ve “kuvvet” yönünü öne çıkarıyordu. İnsanlar “marka”ya, “soya”, “etkiye”, “popülerliğe” bakarken Allah, içte gizli cevheri görüyordu.

Talut’un hikâyesinde derin bir mesaj gizli: Toplumun çoğunluğu, zorlu bir mücadeleye girecek liderin “görünür” vasıflarını ararken, Allah “görünmeyen” öz’e bakar. Çünkü nice lider vardır ki dışı parlaktır ama ruhu boş, karakteri zayıftır. Nice insan vardır ki toplumda adı yoktur ama Allah katında yıldızdır.

Büyük İmtihan: Sudaki Durak

Talut’un liderliğinde İsrailoğulları, Calut’un ordusuna doğru ilerlerken Allah, o topluluğu sudan bir nehirde imtihan eder. “Kim bu sudan içerse benden değildir. Kim de tadıp bir yudumdan fazla içmezse bendendir.” (Bakara 249) O büyük topluluktan yalnızca bir avuç insan Allah’ın ölçüsüne uygun davranır, gerisi yolda dökülür.

Buradaki ders: Allah’ın yolunda yürümek, insanın kendi heveslerinden, kolaylık arzusundan vazgeçmesini gerektirir. Çoğunluk, zahiren lideri beğenmeyip ardından gitmek istemez, zorlukla yüzleşince de ilk vazgeçen olur.

İlahi Seçimin Zaferi: Calut’un Yenilgisi

Nihayet, Allah’ın seçtiği Talut ve az sayıdaki samimi mümin, Calut’un dev ordusunu mağlup eder. Kıssanın sonunda Allah, Davud’u (henüz bir genç) Calut’u öldürmekle nasiplendirir. Yani başarı, yine insan gözünde “en güçlü”ye değil, Allah’ın seçtiği kuluna nasip olur.

Bu noktada verilen derste açıktır: Gerçek başarı, ilahi tercihin neticesidir. Allah’ın takdirinin, insan hesabının önünde olduğu her yerde hikmet ve bereket vardır.

Diğer Kıssalardan Dersler

Talut kıssası, Kur’an’daki tek örnek değildir. Allah’ın seçimleri (çarpanları), tarihin her döneminde şaşırtıcı biçimde tecelli etmiştir.

Hz. Hacer: Zayıfın Gücünde Saklı Hikmet

Bir başka örnek, siyahi bir kadın olan Hz. Hacer’dir. O, toplumun gözünde “cariye”, “yalnız”, “güçsüz” bir kadınken; Allah onu, milyarlarca insanın hac ibadetinde izini sürdüğü kutlu bir sembole dönüştürür. Hacer’in koşusu, Safa ile Merve arasında ebedi bir ibadete dönüşür. Allah, insanın zayıf gördüğünü “çarpan” yapar, izini silinmez kılar.

Hz. Peygamber (s.a.v.): Yetimden Peygambere

Kimi seçerdi insan topluluğu? Soylu, zengin, güçlü, arkasında aşireti olan birini… Allah ise, yetim ve öksüz kalan, hiçbir siyasi gücü, hiçbir maddi varlığı olmayan bir çocuğu (Muhammed Mustafa’yı) peygamber yapar. O çocuğun yetimliği, Allah’ın gözünde asaletin ve tevekkülün işareti olur. İnsanların “değersiz” bulduğu bir konumdan insanlığa önder çıkar.

Hz. Musa’nın Annesi: Anneliğin Çaresizliğinde İlahi Çözüm

Firavun’un zulmü altında ezilen İsrailoğulları arasında, bir anne oğlunu nehre bırakacak kadar çaresizken, Allah ona “ilahi ilham” verir ve Musa’yı kurtuluşa giden yolun başına koyar. İnsanlar için “felaket” olan, Allah’ın planında “çıkış kapısı” olur.

Tabii, işte bu fikri güçlü ve etkileyici bir şekilde ifade eden bir paragraf:

Mekke: Çorak Toprağın İlahi Seçimi

Bir başka dikkat çekici örnek de Allah’ın Mekke’yi seçmesidir. Eğer tercih hakkı bize bırakılsaydı, muhtemelen dünyanın en verimli ovalarını, yemyeşil vadilerini, su kaynaklarıyla bereketli ve görkemli beldelerini seçerdik. Fakat Allah, dağında ot bitmeyen, kuşun bile zor konduğu, kervanın geçerken zorlandığı çorak bir bölgeyi, Mekke’yi, mübarek kılmıştır. Bugün ise milyarlarca insan, ferah ve konforlu beldeleri geride bırakıp o zorlu ve sade topraklara koşarak, seve seve ibadete gider. Burada da ilahi seçimin ardındaki hikmeti kavramak gerekir: Değer, çoğu zaman insan aklının seçmeyeceği yerde, Allah’ın muradında saklıdır.

İlahi Matematiği Anlamak

Allah’ın çarpanlarında başarı, güç, zafer; servetle, şöhretle, soyla, gösterişle değil; sabır, sadakat, ihlas ve teslimiyetle ölçülür. “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz; kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Hadis-i Şerif)

Talut kıssasındaki gibi, nice zaman insanlar, doğruyu “yanlışta”, yanlışı “doğru”da arar. Zihnimize kazınmış kalıpları kırmak, ilahi matematiğin sırlarını kavramak için Allah’ın “gör dediğine” bakabilmek, “ol dediğine” razı olabilmek gerekir.

Modern Dünyada İlahi Çarpanları Unutmak

Günümüz insanı da bu imtihandan geçiyor. Lidere, öğretmene, dost’a, yöneticiye bakarken hâlâ dışı önemsiyor. CV’sine, soyadına, etiketine, sosyal medyadaki popülerliğine… Ama Allah, hâlâ kendine has usulüyle seçiyor. Kalbiyle, takvasıyla, samimiyetiyle…

Siyasette, iş dünyasında, ailede; hakikate talip olanlar için hâlâ Talut’un ve Hacer’in ve yetim Muhammed’in (SAV) sırrı geçerli. Kimsenin görmediğini Allah görür; kimsenin kıymet vermediğini Allah baş tacı eder.

Son Söz: Allah’ın Hesabında Değerlenmek

Hayat bir imtihan meydanı. Kimi zaman bize “çoban” görünümüyle gelen fırsatlar, Allah’ın seçtiği Talut olabilir. Kimi zaman yetim, kimi zaman cariye, kimi zaman dışlanmış… Onların ardındaki ilahi takdiri görmek, hakikatin anahtarıdır.

Talut’un kavmi, başta onu beğenmedi ama sonunda Allah’ın işaretine razı olarak zaferi tattı. Hz. Hacer yalnız ve kimsesizdi, ama bugün milyarlar onun hatırasına saygı gösteriyor. Hz. Muhammed (s.a.v.) yetimdi, ama insanlığa ebedi bir lider oldu.

Allah’ın çarpanları; insanın hesaba katmadığı sabırda, tevazuda, sadakatte, teslimiyette ve kalpte saklıdır. Biz kendi aklımızca “en doğru”yu seçerken, asıl doğruyu Allah belirler ve ona razı olanı da, O’nun seçtiği liderin arkasında saf tutanı da asla mahcup etmez.

Sonuç:
İşte bu yüzden, Kur’an bize tekrar tekrar “Allah’ın sizin bilmediklerinizi bildiğini, O’nun takdirinin en güzel takdir olduğunu” hatırlatır. Kendi çarpanlarımızı Allah’ın çarpanlarına feda etmeyi, insanı insan yapan asıl değerleri yeniden keşfetmeyi öğrenmek zorundayız. Çünkü hakikatin galip geldiği her yerde, Allah’ın seçtiği Talut’lar, Hacer’ler, yetim Muhammed’ler vardır. Ve dünya, Allah’ın seçimlerine zaferine tekrar tekrar şahitlik etmeye devam edecektir.

Saygılarımla

Taşkın Koçak

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir